Blogumu yazmaya başlayalı henüz 15 ayı yeni doldurdum. Halen kendimi acemi blogger (*) olarak görüyorum. Oysa blogger olmanın çok eğlenceli başka yönleri de varmış. Bilseydim daha önceden blog yazmaya başlar şimdiye dek çoktan kıdemli mertebeye terfi ederdim. Ama olsun, acemi ya da kıdemli çok da fark etmiyormuş. Birkaç ay önce sevgili blogger arkadaşlarım Pınar ve Ayşegül sayesinde “Ankara’lı Bloggerlar” adıyla anılan blog yazarlarından oluşan bir grupla tanıştım ve ‘blogger hayatı’nın gereği bir-iki etkinliğe katıldım. Benzer şekilde geçtiğimiz hafta yine blogger olmanın ayrıcalığıyla davet edildiğim, bu kez biraz daha farklı ama yine biz blog yazarlarını bir araya getiren bir davete katıldım. Istanbul’dan Tarçın Events tarafından organize edilen ve Ankara’dan sevgili Sibel Erzincan ve Tolunay Ersoy ‘un büyük katkılarıyla ünlü medyatik şeflerimizden sevgili Özlem Mekik’in Alfa Yayınları
Özlem Şefim iyi ki bu kitabı yazmışsınız ve iyi ki tanıtımı için böyle organizasyonlar düzenlemişsiniz! Seçtiğiniz mekandan, bizlere sunulan menüye ve sponsorlarınız tarafından bizler için hazırlanan ürün paketlerine kadar o günün tüm ayrıntılarında sizin ince zevkiniz ve zerafetiniz yansıyordu. Sizi basından, televizyon programlarından ve sosyal medyadan uzun zamandır tanıyor ve takip ediyor olsam da, bizzat tanışmış olmaktan ve bu güzel davete katılmış olmaktan onur duydum ve çok mutlu oldum. 8 Ağustos 2015 günü benim için çok ama çok güzel bir anı olarak kalacak.
Son olarak, meraklıları için kısaca menümüzde neler olduğuna da değinmek istiyorum. Başlangıç olarak, marine kurutulmuş domates, balık pastırmalı humus, fava, tahinli patlıcan ve topikten oluşan nefis bir antre tabağı geldi. Ayrıca soğuk meze olarak ahtapot salatası ve çiroz da vardı. Hepsi çok başarılıydı ama bunların içinden bilhassa topik ve çiroz benden tam not aldı. Ardından ara sıcak olarak lezzetli bir deniz mahsullü börek geldi. Sonra kabak çiçeği tempura geldi, ki bu da hem farklı bir lezzet hem de gayet başarılıydı. Ana yemek olarak ise tam kıvamında pişirilmiş fileto levrek ızgaraya zengin bir mevsim salatası eşlik etti. (Bu yemeklerin güzel fotoğraflarını ben çekemedim ama buraya tıklayarak bir blogger arkadaşımın sayfasından bakabilirsiniz.) Tatlı olarak ‘Suyun Ötesi’, yani hala popülerliğini koruyan Balkanların meşhur tatlısı trileçe vardı. O da yetmedi, bir de sevgili Tolunay’ın sürprizi olarak çikolatalı nefis bir pasta yedik! Ve nihayet, yanında lokumuyla ikram edilen Türk kahvesiyle bu müthiş yemek faslı son buldu!
Hediyeler için sponsor firmalar Gurup Inoks, Kalecik Un, Mutfağın Yıldızı Pakmaya, ve her yerde kolay kolay bulamayacağınız dünya mutfaklarına ait leziz ürünler için Nefisgurme‘ye bir kez daha teşekkürlerimi iletiyorum.


Hediye edilen tüm ürünler çok güzel ve lezzetliydi fakat o günün anısını en kalıcı biçimde taşıyacak olan hiç tartışmasız bu Şef bıçağıdır!
(*) Blog yazarı anlamına gelen bu sözcük camiada bu şekilde kabul gördüğü için ben de genele uyup İngilizcesini kullanmayı tercih ediyorum.
Yorum Yapın
Merhaba,
Blogger olmanın en güzel yanlarından biri de şüphesiz böyle özel etkinliklere davet edilmek ve diğer blogger’larla tanışıp sosyal çevremizi çeşitlendirebilmek. Gerçekten de çok güzel bir etkinlikti ve her yönden tadı damağımızda kaldı. Nice güzel etkinliklerde buluşmak dileğiyle 🙂
Sevgili Bengü, söylediklerinize yüzde yüz katılıyorum. Özellikle tadı damağımızda kaldı kısmına… 🙂 Yorumunuz için çok teşekkür ederim. Yeniden görüşmek üzere, sevgiyle kalın
Sevgili İnci, bu etkinliğin bana kattıklarından biri de seni tanımak oldu, seni tanıdığıma çok mutlu oldum…Yakın zamanda tekrar görüşmek dileğiyle sevgiler…
Merhaba Sibel, yorumun için çok teşekkür ederim. Ben de seni tanıdığıma çok mutlu oldum. Aynı şehirde olduğumuza göre mutlaka görüşeceğiz… sevgiyle…
Güzel bir etkinlikti . Emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler…
Evet, size katılıyorum gerçekten çok güzel bir gündü. Sevgiler…
Gelişigüzel bir şekilde siteni ziyaret etmek istemediğim için rahat bir zaman aralığı kollayıp duruyordum. Bir saatten fazla bir süredir büyük bir zevkle yazdıklarının ve fotoğraflarının arasında dolanıyorum; çok mutlu ve gururluyum. “Gururluyum” deyişimin içinde, büyüklerimize ve geçmiş zamanlara olan özlemim başta olmak üzere binbir türlü farklı his var; pek çoğu da ifade edebileceğimden daha karmaşık. Kendi adıma, yaşatmaya devam ettiklerin için teşekkür ederim İnci’m.