Ödüllü Cheesecake

Sevgili arkadaşım Sibel bu yaz beni Bodrum’dan arayıp, geçtiğimiz Mayıs ayında Samsun’da düzenlendiğinde
gitmeye niyetlenip çeşitli nedenlerle gidemediğimiz Master of Cake Samsun yarışmasının Eylül sonunda
Ankara’da yapılacağını bildirdiğinde ilk tepkim (beni iyi tanıyanların tahmin edeceği gibi) “Aman aman ben
yarışmaya marışmaya katılmam, boş ver Allah aşkına!” olmuştu Fakat anlaşılan Sibel’in boş vermeye pek
niyeti yoktu! Birkaç kez daha beni arayıp, cheesecake kategorisinden bu yarışmaya mutlaka katılmam gerektiği
konusunda bir şekilde beni ikna etmeyi başardı sağ olsun. Ve iyi ki de ikna etmiş zira bu noktadan sonra
eğlence başladı. Yarışmanın kuralları gereği, daha önce herhangi bir yerde paylaşılmamış, yeni ve özgün bir
tarif olmalıydı. Ben de tabii işi ciddiye aldım. Aslında pasta grubu içerisinde epeyce hakim olduğum ve çok sık
yaptığım bir çeşit olmasına rağmen oturdum bayağı ders çalışır gibi cheesecake formülleri üzerine çalıştım.
Şimdi düşündükçe bakıyorum da, bu bahaneyle öyle güzel yeni cheesecake tarifleri (ve henüz denenmemiş yeni
lezzet fikirleri) ortaya çıktı ki, her şeye rağmen ‘İyi ki de katılmışım!’ diyorum! Ben deli deli fikirler üretip farklı
tarifler geliştirirken, damak zevkine ve samimiyetine güvendiğim bir grup çok değerli arkadaşım da bunların
tadına bakıp, yorumladı ve eleştirilerini, görüşlerini dile getirdiler. Uzun lafın kısası, nihayetinde burada
gördüğünüz tarifte karar kılındı. Sonra bir isim bulmak gerekip de bulunamayınca, en iyisi buna “İnci Tadında
Çikolatalı Cheesecake” adını verelim dedim ve çoğunluğun onayıyla bu isimle yarışmaya girdim. Yarışma için
hazırladığım ve reçetemi yazdığım dosyanın ön sayfası için de şöyle bir tanıtım yazısı kaleme aldım.
Ağzımıza aldığımız lokmanın damağımızda patlayan sürpriz lezzetiyle hafifçe şaşırtan ve dondurma gibi
boğazımızdan adeta eriyerek akıp giden, çikolatanın yoğunluğuna eşlik eden tatlı mayhoşluğu ve krem peynirin
yumuşacık tuzluluğuyla dengelenen, kaymaksı pürüzsüz dokusuyla lezzeti içinde saklı, yerken insana mutluluk
hissi veren, mütevazı görünen ama farkını yedikten sonra hissettiren bir cheesecake yaratmak istedim.
Böyle bir lezzeti taşıyacak olan bisküvi tabanın da özel olması gerekiyordu. Bitter kakaolu, ağızda dağılan
kurabiye kıvamında bir hamurdan oluşan tabanın içerisine bir miktar mahlep ekleyişimin sebebi de, yabani kiraz
ağacının tohumundan üretilen bu baharatın cheesecake’imin içinde saklı olan vişnenin lezzetini bütünleyici bir
nüans kattığını düşünmemdir.

Cheesecake’imin son dokuşunu ise ev yapımı vişne şerbeti kullanarak hazırladığım, ince bir tabaka halinde
üzerine gezdirip kenarlarından serbestçe damlamasına izin verdiğim ve yine cheesecake’in tadıyla bütünleştiğine
inandığım yumuşak bir ganajla yapmayı tercih ettim.
Yarışma nasıl mı geçti? Doğrusunu isterseniz bu konuda bir hayli eleştirim var aslında ve ilk düşüncem bu
organizasyonla ilgili bir yazı kaleme almaktı. Ancak bu güzel pastanın tadını kaçırmamak ve sizleri de gereksiz
ayrıntılarla sıkmamak adına lafı fazla uzatmayacağım. Muhakkak ki iyi niyetle ortaya konulmuş ve henüz sadece
üçüncüsü düzenlenen, bir güne sığdırılması imkansız sayıda kategoriyi kapsayan bir organizasyonda
(programın 2 saat rötarlı ilerlemesi, gerekli anonsların yapılmaması vb gibi) aksaklıkların olması zaten
beklediğimiz bir şeydi. Fakat bunları bir kenara bırakacak olursak, asıl can alıcı nokta şu ki, yarıştığım lezzet
kategorisinden katılan toplam 13 adet cheesecake’in hepsinin tatlarına bakmış biri olarak, (tevuzadan bir
anlığına vazgeçip) gönül rahatlığıyla “lezzet” konusunda şurada sizlerle paylaştığım pastanın üstüne bir tane
daha yoktu diyebilirim! Lezzet düşkünü olduğum için bu konuda kimsenin hakkını yemeyeceğimi beni yakinen
tanıyanlar da gayet iyi bilir. Özenle tasarlayıp, lezzet bütünlüğüne büyük önem vererek hazırladığım pastamın
jüri üyeleri tarafından hak ettiğine inandığım takdiri (bakın puanı veya ödülü değil, sadece ‘takdiri’) görmemiş
olması bu yarışmayla ilgili en büyük hayal kırıklığım oldu. Fakat nihayetinde, yeni deneyimler kazanmanın yaşı
da yok, ucu bucağı da! Bu konuda bu kadarı yeterli. Şimdi kaldığımız yerden devam edelim…
Yukarıdaki tanımlamada anlattıklarımdan da tahmin edeceğiniz üzere bu reçete biraz meşakkatli! Ev yapımı
marmelatlar hazırla, yok efendim şerbetler kaynat… bisküvisini de kendin pişir vs. derken bunu uygulamak
isteyenler için sanırım biraz göz korkutan bir tarif oldu çıktı! Tabii takdir edersiniz ki tüm bu uğraşlar lezzetine
lezzet katmak için! Ancak unutmayın ki her zaman kısayollar mevcuttur. Kısayollarla ve bazı önemli püf
noktalarıyla ilgili notlarımı, burada olduğu gibi, tüm tariflerimin bitiminde “İpuçları ve Alternatifler” başlığı
altında bulabilirsiniz. Eh, bunu da hallettiğimize göre, artık kolları sıvayıp işe koyulabiliriz
Deneyecek olanlara kolay gelsin ve şimdiden afiyet olsun!

İpuçları ve Alternatifler

• Tabanını 200 gr kadar hazır kakaolu bisküvi ve 60 gr kadar yumuşak bitkisel margarin veya tereyağı
  kullanarak, pişirmeden de hazırlayabilirsiniz.
• Ev yapımı marmelat yerine güvendiğiniz bir markanın hazır satılan vişne marmelatını kullanabilirsiniz.
• Üst ganajını vişne şerbeti eklemeden, eşit miktarda krema veya süt ilavesiyle de hazırlayabilirsiniz.
• Üstünü süslemek için arası kremalı olarak hazır satılan dilediğiniz bisküvi çeşitlerinden kullanabilirsiniz.
• Cheesecake yapımıyla ilgili öyle çok püf noktası var ki bunların her birini yapılış kısmında anlatmaya
  kalksam zaten uzun olan bu tarifi iyice zorlaştırmış olurdum. Özetle; * Tüm malzemeler oda sıcaklığında
  olmalı * Fırın fansız olarak çalıştırılmalı ve (örneğin, tabanına bir kap içinde sıcak su konularak) mutlaka
  nemli ortam sağlanmalıdır. * Peynirlerin fazla suyu süzülmeli * Standlı mikser kullanıyorsak ‘kürek’ ucu
  kullanılmalı * Cheesecake harcı gereğinden fazla çırpılmamalı * Fırına vermeden önce bir-iki kez kalıbı
  tezgaha hafifçe vurmalı (içinde kalan hava kabarcıklarını gidermek için)